İnce çizgide yürümek: Arap medyasının ikonları sosyal medya ve tartışma dünyasına dalıyor

DUBAİ, 11 OCAK, 2024 (WAM) --

Dubai'deki 1 Milyar Takipçi Zirvesi'nin son gününde düzenlenen "Walk The Line or Die Trying" başlıklı düşündürücü panelde Iraklı ünlü komedyen ve gazeteci Ahmed Albasheer ile Lübnanlı televizyon sunucusu ve talk show programcısı Malek Maktabi güçlerini birleştirerek sosyal medya kullanımının karmaşıklıklarını ve bir medya profesyoneli olarak kamera önünde olmanın tehlikelerini tartıştı. İlgi çekici oturumun moderatörlüğünü aktör ve podcast sunucusu Mouin Jaber üstlendi.

Albasheer, "Her yerde bulunan sosyal medya çağında, tartışmalar her yerde. Basit bir "günaydın" ya da "hayırlı cumalar" mesajı, insanların en sıradan konularda bile görüşlerini dile getirmek zorunda hissetmeleri nedeniyle bir yorum furyasına yol açabiliyor. Önemli konular hakkında anlamlı tartışmalara girmeyi arzulayan bireyler de var. Asıl zorluk, önemsiz olanın içinden geçerek önemli olana ulaşmaktır." dedi.

Siyasi konulara hicivli yaklaşımıyla tanınan Albasheer, tartışmalara yol açmanın olumlu yönlerini de vurgulayarak şunları söyleyerek, "Tartışma her zaman olumsuz değildir, tartışma için olumlu bir güç olabilir, düşünmeye ve değişime yol açabilir. Yapıcı ve üretken bir şekilde tartışma yarattığınızda bu iyi bir şeydir." dedi.

Maktabi, konuklarından yargılamadan değerli bilgiler alma konusundaki uzmanlığına ışık tutarak, "İnsanları anlamak için duygusal IQ'muzu korumamız gerekir. Sempatik ve empatik bir bakış açısıyla hareket etmeye çalışıyorum ve görüştüğüm her kişiye hassasiyetle yaklaşıyorum." dedi.

Sürekli gelişen medya ortamında içerik yaratıcılarının karşılaştığı zorluklara da değinen Albasheer, programının bazı bölümlerinin izleyici tepkisi, güncel trendler veya ekip tercihleriyle ilgili endişeler nedeniyle nasıl rafa kaldırıldığını anlattı. Maktabi de bu düşünceyi yineleyerek, içinde bulunduğumuz çağda hızlı geri dönüş ve popüler içerik ile daha uzun soluklu, ciddi tartışmalar arasında bir denge kurulması gerektiğini vurguladı.

Albasheer, izleyicinin içerik seçimi üzerindeki etkisini tartışırken, medyanın etkisi ile izleyici tercihleri arasında yarı yarıya bir denge kurulması gerektiğini savundu. Panelistler ayrıca karşılaştıkları fiziksel ve psikolojik baskılar hakkında da konuştular. Albasheer, zihinsel huzurunu korumak için telefonunu kapatarak ve oyun oynayarak sosyal medyayla bağlantısını kesiyor. Maktabi ise çekimler öncesinde ve sırasında karşılaştığı toplumsal, yasal ve ekip baskılarından bahsetti.

Maktabi, "Bazen bir bölümden önce avukatlar telefonda konuşuyor; ekibim ekipman, çekim ve tematik konularla ilgileniyor. Çekimler sırasında, herhangi bir yasal ya da diğer suçlamaları davet etmemeye özen göstererek tüm perspektifleri dahil etmeye çalışıyoruz. Şunu keselim mi, bunu tutalım mı diye sürekli düşünmek de baskıyı artırıyor." dedi.

Gerçekten etkili olan, hayatları ve bakış açılarını değiştiren bölümleri değerlendiren Maktabi, Sri Lanka'da uzun süredir kayıp olan annesiyle bir kadını yeniden bir araya getirmek için iki yıl boyunca üzerinde çalıştığı yürek ısıtan bir hikâyeyi paylaşarak medyanın bireyler ve toplum üzerinde yaratabileceği derin etkiyi gözler önüne serdi. Bu hikâye, Orta Doğu'da çalışan ev yardımcılarının durumuna ışık tutmaya ve bakış açılarını değiştirmeye yardımcı oldu.

Her iki medya mensubu da özellikle Gazze'deki mevcut durum ışığında, bizim için önemli olan zor konuları araştırıp sergilemenin gerekliliğine işaret etti.

Ayrıca, medya işinin zorluklarının üstesinden gelmede dayanıklılığın kilit önem taşıdığını söylediler. Maktabi hayallere tutunmanın öneminin altını çizerek, "Hayallerimiz olmasaydı, bu işi uzun zaman önce bırakmış olurduk." dedi.